Anlayabileceğiniz gibi bu yazımda kuralları değiştiren ve oyunun gidişhatını etkileyen ibretlik anları ve kişileri iletmeye çalışacağım. Hemen konuya girersek bir diğer kural değişikliği Ricky
Williams ile geldi diyebiliriz. Williams kariyerinin uzun bir döneminde rasta
saçlar ile sahadaydı ancak o zamana dek bunun benzeri pek örnek olmadığı için
kasktan dışarı çıkan saçlar hakkında bir kural yoktu. Uzun lafın kısası
saçlarını kes diyemeyen NFL yönetimi saçı formanın bir parçası atayarak oradan
tutularak yapılan tackle’ları nizami kıldı, yani bir bakıma sıkıyorsa kesme
dedi diyebiliriz. Ricky Williams bu kuralın babası olarak anılsa da bunun
gerçek anlamda ilk kurbanlarından birisi yakından tanıyacağınız Troy Polamalu oldu
diyebiliriz. Kural koyulduktan 3 yıl sonra yani 2006’da Chiefs maçında
interception’u yapan Polamalu sayıya giderken Larry Johnson tarafından saçından
tutularak indirildi. Bu durum maçın skorunu pek etkilemedi ama (Steelers 45-7 :)
bir kuralı daha gündeme getirdi o da saçların oyuncu ismini kapatıcak kadar
uzun olmasının yasaklanması, ancak hayata geçmedi.
Terrell Owens, Chad Johnson, Joe
Horn... Hepsi bu spora bir şekilde renk kattı ancak aynı zamanda da Touchdown
kutlamalarının sonunu da getirdiler. Çoraptan çıkan sharpie kalemler, kale
direğinden çıkan telefonlar, ponponlar ve sevinçlerde kullanılan bir çok ek
malzeme yerini çok sınırlı sayı sevincine bıraktı. Aslında yakın tarihlerde
Bills oyuncusu Steve Johnson gibi oyuncuların kuralları okuyarak oradaki açıkları
araştırıp ona göre yaratıcı sevinçler bulmaya çalıştıklarını ve başarılı
olduklarını biliyoruz ama yaratıcı olmaya çalışırken saçmaladıklarını da
bilmiyor değiliz.
Oyunun kaderini etkileyen bir
diğer değişim ise K-Ball. Kicking topları, yani sadece özel takımlarda
kullanılan ve üzerinde okunaklı bir “K” harfi olan toplar. 1999’da farkedildi
ki NFL ekipleri vuruş performansını arttırmak için topların basıncı ile oynuyor
ve maçta o topları kullanıyordu (Mitch Berger 1998'de kickoff’dan 40 adet
touchback yaparken kural gelince 1999’da 12 adet yapmıştır). Bunun üzerine lig
yönetimi özel takımlarda kullanılan topların maçtan önce açılacak olan hiç
kullanılmamış toplar olmasında karar kıldı. Bu kural pek beğeni topladı
denemez. Her Superbowl’da çıkan tartışmalardan bilebileceğiniz gibi yeni toplar
oyuncular tarafından pek beğenilmez (Superbowl maçlarında o maç için özel
yapılmış yeni toplar kullanılmaktadır). Bunun asıl sebebi ise hiç zarar
görmemiş pürüzsüz yepyeni deri topların en güzel havada bile çok kaygan
olmasıdır. Tepkiler kuralın varlığını değiştirmese de Tony Romo extra’da
elinden kaçırdığı topla bu durumun en büyük mağdurlarından biri olmuş ve bir
başka kuralın isim babası olmuştur. 2007'de yaşadığı olayın üzerine
NFL yönetimi maçlardan önce takımlara 20 dakika yerine takımlara 45 dakika
tanıyarak K-Ball’a alışma fırsatı vermiştir. Hatta dikkat ederseniz her maçın
açılış seremonisinde arkada son dakikaya kadar bu fırsattan
yararlanmaya çalışan bir kicker vardır. Bugün NFL kurallarına göre ev sahibi
takım kapalı stadlarda 24, açıklarda 36 adet olmak üzere daha önce kullanmış
oldukları topları maçtan önce hakeme götürerek basınç kontrolu yaptırmak
zorundadır. Ancak 12 adet K-Ball direk üretici tarafından sahaya gönderilir ve
hakemler tarafından paketlerden çıkartılır.
10 Eylül 1978’deki Raiders -
Chargers karşılaşması daha sonradan “Holy Roller” olarak adlandırılan ve ciddi
bir kural değişikliğine neden olan bir
pozisyon yaşanmıştır. Son saniyelerde 20-14 geride olan Raiders oyun kurucusu
Ken Stabler sacklenir ve fumble yapar, daha sonra ileri doğru ilerleyen top bir
Raiders oyuncusunun ayağına “çarparak” sayı alanına doğru yol alır ve tight end
tarafından kapılan top sayı olur ve maçın skorunu Raiders lehine 21-20 olarak
tayin eder. Gerçekleşen fumble,
oyuncuların ayağına çarpan top kasten olmuş mudur bilinmez (Stabler bir süre
sonra fumble’ı süre biteceği için bilerek yaptığını açıklamıştır) ama bu olayın
ardından koyulan kural ile 4. hak ve her iki devrenin son 2 dakikasında ileriye
doğru yapılan fumble’lar sadece yapan kişi tarafından recover edilebilir hale
gelmiştir. Başka bir oyuncu yapması durumunda top düştüğü noktaya geri dönerek
yerleştirilir.
Dikkatimi çeken bir başka olay
ise 2008’de Browns’la Ravens arasında oynanan maçta gerçekleşti. Kurala daha
sonradan adını vermiş olan Phil Dawson’ın son saniyede skoru eşitleme çabasında
yaptığı kick direklere çarparak dışarı çıkmış ve maçı tam Ravens kazandı derken
hakemler işin içinden çıkamayıp özetleri izleme kararı almıştır ve topun kale
direğinin arka uzantısından sektiğini farkederek maçı uzatmaya taşıyan kararı
vermiştir. Buradaki kural değişikliği aslında kendiliğinden gerçekleşmiştir
çünkü daha önce hiç bir vuruş tekrar izlenerek bir değişikliğe uğramamıştır ama
“vay be böyle şeyler de olabiliyormuş” dedirten bu vuruşun üzerine bu
pozisyonlar da itiraz edilebilir hale gelmiştir.
Ülkemiz açısından da Türkiye’ye
gelmesini beklediğim kural ise bu sene NCAA’e koyulmuş olan, sayı alanına
girmeden önce oyuncunun sevinmeye başlayıp rakibine bakarak onu küçük düşürecek
şekilde sevinmesi halinde bunu yaptığı noktadan 15 yard ceza alarak sayının
iptal edilmesini gerektiren kuraldır. Özellikle ülkemizdeki oyuncuların büyük
çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğunu düşünür isek bu tarz spora yakışmayan
hareketleri engellemek için çok mantıklı bir kural olacaktır (Ülkemizde bu
kuralın ihlali hat safhada gerçekleşmektedir).
ve extrapoint: Yazının içerisinde "River City Relay" demiştim madem, bu dramatik olayı da sizlerle paylaşalım. Olacağı yoksa olmuyor işte. Görüntüler fazlasıyla açıklayıcı...
Daha önceden dikkatimi çekmiş olan bazı değişiklikleri iletmeye çalıştım ama işin araştırmasına girdiğinizde haliyle her sporda kuralların zamanla ve günün şartlarına göre şekillendiğini görebilirsiniz. Bunlar dışında da bir çok kural tecrübelerle spora yerleştirilmiştir. Yanlış birşeyler ilettiysem affola.
Muzaffer Akay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder